Anasayfa
Konu Anlatımları
Testler
Okullar
Forum
Sözlükler
İngilizce-İngilizce
İngilizce-Türkçe
Türkçe Sözlük
Deyimler Sözlüğü
Üye Ol
Giriş Yap
İngilizce - Türkçe Sözlük
protasis
şartlı yancümle
oath of allegiance
sadakat yemini
ice
buz; dondurma; meyvalı dondurma; buza benzer şey; pasta üstü için krema; (argo) pırlanta; dondurmak; içine buz koymak, buzda soğutmak; pasta üzerine şekerli krema sürmek; (A.B.D.), (argo) öldürmek. ice age buzul devri. ice ax dağcıların kullandıkları buz baltası. ice cream dondurma. ice creeper kaymamak için ayakkabıların altına konan sivri uçlu demir, buz nalçası. ice field denizde yüzen büyük buz kitlesi. ice floe denizde yüzen ufak buz kitlesi; deniz buzulu. ice hockey buz hokeyi. ice ma- chine buz yapma makinası. ice pack kutup denizlerinde küme halinde bulunan iri buz parçaları; buz torbası. ice pick buz kıracağı. ice plant buzhane, buz fabrikası; buz otu, buz çiçeği, (bot.) Mesembryanthemum crystallinum. ice point O°C. ice sheet bir kıtayı örtecek kadar büyük buz kitlesi. ice storm yağmuru yağar yağmaz donduran fırtına. break the ice resmiyeti gidermek, havayı yumuşatmak; ilk defa bir işe girişmek. camphor ice kâfurla yapılmış merhem. cut no ice (A.B.D.), (k.dili.) önem veya etkisi olmamak. on ice (A.B.D.), (argo) yedekte; sonucu lehte olacağı şüphesiz. on thin ice çok nazik veya müşkül bir durumda. iced buzlu, buzla kaplanmış; üzerine krema sürülmüş (pasta, kek)
dependence
bağlı olma; taalluk; itimat, güven; bir kimsenin eline bakma; dayanma; muallâkıyet, sarkma, asılma; tabi oluş, bağlılık, emir kulluğu.
monochrome
tek renkli resim; tek renkli resim yapma sanatı.
diaeresis
(bak.) dieresis.
stifle
boğmak, boğulmak, bastırmak, tutmak, zaptetmek
fresh blood
taze kan, yeni eleman
lately
son günlerde, son zamanlarda, yakınlarda
taenia
(çoğ.) niae) kadınların baş sargısı, file; (mim.) Dorik tarzı binalarda çatı frizini altındaki taş tabandan ayıran pervaz; (zool.) şerit, tenya, bağırsak kurdu, solucan; (anat.) beyinde şerit şeklinde sinir cümlesi, tenya.
protasis
şartlı yancümle