Deyimler Sözlüğü Gözleri kan çanağına dönmek Uykusuzluk, ağlama, kızgınlık ya da bir şeyin kaçması sebebiyle gözlerin çok kızarmış olması. Hem kel hem fodul Bu kadar kusuruna, bu yeteneksizliğine rağmen bir de övünüyor, üstünlük taslıyor anlamında kullanılır. Kulağına küpe olmak Başına gelen bir işten, gördüğü olaydan ders alıp hiç unutmamak. Umarım bu iş senin kulağına küpe olur da aynı hataya bir daha düşmezsin. Uçan kuştan medet ummak Pek sıkıntıda bulunup, bu sıkıntıdan kurtulmak için her türlü çareye, olmadık yerlere başvurmak, yardım istemek. Ağzına girmek Dinlenirken konuşana doğru oldukça fazla yaklaşmak. Çocuklar, masal anlatan dedenin, neredeyse ağzına gireceklerdi. İmana gelmek 1. Hak dini olan İslâm`ı kabul etmek. 2. En sonunda doğruyu söylemek. 3. Önceden kabul etmediği şeyi sonradan kabul edip uymak. İmana gel, tövbe et ki öbür dünyada mutluluğa eresin. Canı (gönlü) çekmek Bir şeyi istemek, istek duymak, çok arzulamak. Şimdi o yeşil eriklerden olsa da yesek, öyle de canım çekti ki. Hanım evlâdı Nazlı büyütülmüş, zora gelmeyen, çıtkırıldım kimse. Amma hanım evlâdıymışsın, çekil şuradan ben yaparım. Bağrına basmak 1. Kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak. 2. Birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek. Amcası, yeğenini bağrına basmakta geçikmedi. Haddini bilmek Kendi değer ve yeteneğini bilmek, üstün görmemek, kendi yapabileceği şeylerin ötesine geçmemek. Merak etme sen, o haddini bilen bir çocuktur.
Gözleri kan çanağına dönmek
Uykusuzluk, ağlama, kızgınlık ya da bir şeyin kaçması sebebiyle gözlerin çok kızarmış olması.