Deyimler Sözlüğü Sözü ağzında bırakmak Söylemekte olduğu şeyi bitirmesine fırsat vermemek, engel olmak. Zemin hazırlamak Bir işin gerçekleştirilmesi için uygun ortam hazırlamak, meydana getirmek. Domuzdan kıl çekmek Sevilmeyen, eli sıkı olan, cimri bir kimseden bir şey alabilmek. Domuzdan bir kıl koparmak kârdır. Ayak takımı İşe yaramaz, bilgisiz, görgüsüz, kaba, serseri, değersiz kimselerin bütünü. Mahallemizde ayak takımı gittikçe çoğalıyor. Uzun boylu 1. Boyu uzun olan. 2. Uzun süre. 3. Derinlemesine, ayrıntılarıyla. Meselenin üzerinde öyle uzun boylu durmadık. Har vurup harman savurmak Hesapsızca, düşüncesizce harcamak; malını, parasını ölçüsüzce, bol bol harcayıp tüketmek. Saçını süpürge etmek (Kadın) çok büyük istekle çalışıp hizmet etmek, özveri ile birileri uğrana çalışmak. Sizi okutabilmek için saçımı süpürge ettim. Diş göstermek Güçlü olduğunu, kendine güvendiğini, saldırabileceğini davranışlarıyla belli etmek; tehdit etmek. Biraz diş göstersen hemen yola geleceklerdir. Ârif olan anlasın (anlar) Üstü örtülü olarak söylenen bir sözün, anlayışı kuvvetli kimselerce anlaşılabileceğini belirtmek için kullanılır. Kozunu paylaşmak Aradaki anlaşmazlığı zora başvurarak, üstün olan güce dayandırarak çözümlemek, sona erdirmek. Onunla kozunu paylaşmaya can atıyordu.
Sözü ağzında bırakmak
Söylemekte olduğu şeyi bitirmesine fırsat vermemek, engel olmak.