Deyimler Sözlüğü Para sızdırmak Kandırarak, zorlayarak birinden para almak. Kabadayılar esnaftan az para sızdırmadılar. Kuru kuruya Boşuna, boş yere. Kul köle (veya kurban) olmak Tam bir doğruluk içinde gönülden bağlanmak, bağlılığın gerektirdiği fedakârlığı yapmaya hazır olmak. Yüzü tutmamak Bir şey istemeye ya da söylemeye çekinmek, cesaret edememek. Babamdan para isteyeceğim ama bir türlü yüzüm tutmuyor. Kapağı atmak Sıkıntılı bir yerden kurtulup rahat edeceği bir yere kavuşmak; uygun bir yere yerleşmek, işe girmek. Evimize kapağı attık mı tamam, gel keyfim gel o zaman. Aşağı yukarı Yaklaşık olarak, hemen hemen, tam değil de tama yakın. Aşağı yukarı on kilo gelir bu yük. Pamuk ipliği ile bağlamak Etkisi az sürecek, köksüz, geçici bir çözüm yolu bulmak. Ölümüne susamak Yapmakta olduğu tehlikeli işte ölümü kendi üzerine çekecek davranışta bulunmak. Ölümüne mi susadın, çekil şu arabanın önünden! Ağız değiştirmek Daha önce söylediğinin tersini söylemeye başlamak. Babasını görünce korkusundan ağız değiştirdi. Gözüne bakmak 1. Verilen emri yapmak üzere işaret beklemek, işareti verecek kimseyi gözlemek. 2. Gerektiğinden fazla dikkat göstermek, koruyup gözetmek. Üç kuruş para verecek diye adamın gözünün içine bakıyor, ne derse yapıyoruz, daha ne istiyor bizden.
Para sızdırmak
Kandırarak, zorlayarak birinden para almak. Kabadayılar esnaftan az para sızdırmadılar.